Tuesday, April 1, 2014

30 Mart 2014 -Sandık müşahiti olarak başlayıp,sandığı sırtlayıp Haydarpaşa da biten bir gün. #oyveötesi



İlk önce belirteyim her hangi bir parti temsilcisi olarak sandık başında değildim. Belli bir siyasi görüşüm var tabiki ama amacım gönüllü olarak sandık başında olmaktı. Bu yazıda siyasi bi çerçeveden bakılarak yazılmadı, bir gözlemci gözüyle yazıldı.


Hikayeye baştan başlayayım. Oy ve ötesi ni çoğunuz duymuşsunuzdur.(www.oyveotesi.org) 3 kişiyle başlayıp 30.000 kişi olan başarılı bir gönüllülük hareketi gerçekten duyarlı insanlardan oluşuyor ve gelen insanlarda gayet bilinçli ve benim gibi bi işe yaramak isteyen insanlar. Annem sandık gözetmeni (sandık müşahiti) olamak için başvurdu bana da sormuştu açıkça söyleyeyim başta çok ilgilenmedim olur falan dedim. 1 hafta kala tekrar aradı annem; bizim okulda (Erenköy İlköğretim Okulu) bir kişi ihtiyaç var gelsene, dedim tamam yaz :) Zaten o okulda oy kullanacaktım annemde görevli ne kaybederim dedim hatta annem oy vereceği sandıkta görevliydi ne şans. Bi saat içerisinde Erenköy İlköğretim Okulu sorumlusu Eda hanım bana ulaştı bilgilerimi aldı ve hızlı iletişim için bir whatsapp grubu kurduklarını söyledi ve ekledi beni. Sandık görevlisi eğitimini kaçırdım ama annem gitti epey kalabalık olduğunu söyledi. Cumartesi seçimden bir gün önce buluştuk diğer gönüllülerle müşahit kartımı aldım şimdi her ne kadar bağımsız olsak da sandıkta bir parti adına yada bağımsız aday adına bulunabiliyoruz benim de şansıma Liberal Demokrat partinin kartı geldi dediğim gibi insanlar bilinçli ve istekli çoğunlukla kadın olması da güzel bir artı, neyse bu kadar giriş yeter 30 Mart a gelelim.

Saat: 05.30

Bu kadar erken kalkma sebebim 06.30 da sandıkta olmak zorunda olduğum 07.00 gibi başlayacak sandık üyelerinin görevi 08.00 de de oy verme işlemi başlayacak.

Saat: 06.30

Okuldayım. Açıkça söyleyeyim görevim hakkında çok bilgim yok 20 sayfalık genelgeyi okumadım ama yanımda (Örnek:138) sadece gözetmen olduğumu biliyorum. Sandık müşahiti diye geçiyor. (O zaman oy ve ötesi nin hep dediği; mücahit değil müşahitiz lafını anlıyorum). Hatta sandık başkanı isterse almazmış odaya. Şimdi önce size yapıyı biraz anlatayım. Bir adet sandık başkanı var , bir tane sandık memur u ve 3 tane üye bunlar genelde partinin görevlileri ve partilerinde müşahitleri var ama ortada yoklar. Genelde de onlar sayım zamanı geldiler zaten. Geçtim oda ya herkes garip garip bakıyor dedim müşahit im hangi parti dediler Liberal Demokrat dedim (birde oy ve ötesi önce uyarmıştı yalnış anlaşılmalara mahal vermemek için belirtmeyin oy ve ötesinden olduğunuzu). Konuşuyoruz 2 üye ve bir memur var. Biri Akp li o kendini belli ediyor öteki de Chp li ama onu sonra öğreniyoruz ki bankacı parti üyesi değil (zaten olamazmış banka memuru olarak) sadece sandık görevlisi olmak istemiş. Bir kat görevlisi vardı dolaşan Chp li aktivist gezi de falan mutfakta görev almış Ankara - İzmir dolaşıyor belli dişli bi kadın. Öbür memurda açıkça söyleyeyim bilmiyorum hangi partiden olduğunu Mhp olabilir ama muhabbeti geçmedi. İki kadın muhabbet ederken Akp li kadın kenarda hiç kimseyle konuşmuyor tabi ilk tanıştığın insanlarla rahat olmasını beklemem kimsenin ama bir uzak sonra akşam üstüne doğru biraz konuşup açılıyor anlıyorsun iyi insan kötü biri değil ama maşa belli kullanılıyor eşi okulda görevliymiş o ne derse onu yapıyor neyse detaylara gireceğim sonra. Sandık başkanı ortada yok bu arada.

Saat: 07.10

Sandık görevlisi geliyor elinde üye listesi sayıyor herkes orada bana diyor sen kimsin diyor, sandık müşahitim diyorum çok iplemiyor kimse. Genelde şöyle bişi var müşahit süs bitkisi gibi duruyor çünkü sandık başındakilerin çoğu memur ve öğretmen daha bi bürokrat kafası mesela Annem sandığın orada kenarda durmuş sabahtan akşama kadar. Zaten görevide seçimin dürüst olup olmadığı sandıklarda sorun olup olmadığını kontrol etmek. Ben diyorum yardım edecek bir şeyler var mı çünkü harıl harıl zarflar ve pusulalar sayılıyor, küçümser bakışlar geliyor başkandan- aynı başkan gece ayrılırken bana sandığı sen kurtardın diyecek- . Başta sandık odasını düzenliyorum falan bakıyoruz iki üye eksik gelmiyorlar. İkiside erkek üyelerin başkan diyor hadi gel üye ol hani bir erkek olsun yardım etsin, yavaş yavaş işe yaramaya başladığımı hissediyorum. Bina sorumlusu geliyor adam okul müdürü bildiğin sorumlu yapmışlar dolaşıyor ortada. Bana kim olduğumu soruyor müşahitim diyorum ama sandık başkanı eksik üye olduğu için beni üye yapacak. Peki diyor ad,soyad TC ve hesap bilgilerini ver. Ad ,soyad TC eyw hesap bilgilerini napıcaksın? Meğer para yatırılacakmış bakıyorum listeye başkan maşallah 350 tl ortalama para alıyor, memur 180 tl civarı üyeler ise 62 tl. Vay anasını diyorum içimden otur burada oy say başkan ol 350 tl kolay para diyorum tabiki gece hepsini yalayıp yutacağım. Bilgilerimi veriyorum artık resmen sandık görevlisiyim.

Saat. 07.20

İnsanlar gelmeye başlıyor. Dedim noluyor daha sandıklar açılmadı oy için pusulalar damgalanacak ooo. Gelen diyor 08.00 de açılmayacak mı sandıklar dedim evet bende onu diyorum. Telefonu gösteriyorlar 08.20. Ultra ileri ve gelişmiş ülkemiz dünya saatlerini ileri alırken almıyor bi gün sonra allığı için milletin saatleri bi saat ileri, ama akıllı telefonların umrunda değil tabi başbakanımızın emirleri sökmüyor iphone lara samsung lara, zamanlama manidar neyse. Herkese diyoruz bütün dünya saatlerini ileri aldı biz yarın alacağız gelen dönüyor aşağı, gelen dönüyor. 5 aylık bir hamile kadın geliyor diyorum ayıp yani insanlar ne duruma düşüyor, zamanlama manidar gerçekten neyse. En az on kişiyi kapıdan çevirdikten sonra sonunda saat geliyor.

Saat 08.00

Yavaş yavaş insanlar geliyor. İlk oylar kullanılmaya başlanıyor. Buradan itibaren oy sayımından sonrasına kadar gözlemlediklerimi madde madde yazacağım.

*Başta söylemek istiyorum sandığa gelenler çok bilinçli ve herkes endişeli şimdi nasıl basacağız aman yalnış oy kullanmayalım diyen çok kişi vardı. Ama tabiki bunu kaynağı Erenköy olması.

*Erenköy de olmamıza rağmen her katta bir gerginlik arada tartışmalar avukat koşturdu durdu bütün gün düşünemiyorum başka bölgeleri herkes diyor önceki seçimlerde bu kadar gerginlik yoktu diye.

*Komik olaylar: Bir Akp li binadaki avukatı parti propagandası yapıyor diye suçluyor, olayda şu bir belge çıkarırken poşette Chp yazan bir kağıt var ben bile dikkatli baksam göremem, bunu diyen adam Akp rozeti takıyor ayıp kardeşim önce bir kendine bak, o gün hala sokakta Akp Kadıköy adayının pankartları duruyormuş seçim yasağı var okulun orada iki tane pankart asılı YSK aranıyor noldu takip edemedim ama hep bel altı çalışıyor Akp.

*Akp nin süper bir organizasyon yapısı var. Çay ocağında 2tl ye satılan çay (oda ayrı bi kafa kantin kapalı çay satıyorsun bi bakıma kaçak döner sermaye, sandık görevlilerine ver bedava bari) Akp görevlilerine ücretsiz dağıtılıyor. 2 kere kumanya paketleri dağıtıldı.

*Sandık başkanı para yatırılması için Akp li kadın a hesap numarasını soruyor ben para istemiyorum diyor (Akp den alıyor zaten kanımca bişiler) ama daha önemli ve vahimi olanı başkan diyor olur mu al senin hakkın bu dediğinde benim hesabım yok bey iminkini veriyim demesi. Tamam senin hesabın olmayabilir ama kafa beyim ne derse o olur kafası,kadın beyinin sözünün dışına çıkamadığı gibi tayyibininde sözünden çıkamıyor biat kafası.

*Dikkat ettim çubuklu formayla ot vermeye gelen çok kişi var 10 kişiden 2 si diyebilirm hatta sandık başkanı bugün Fenarbahçe maçımı var ya herkes formalı diyince bi gülüşme oldu salonda, bende dedim renklerini belli ediyorlar o da anlayana tabi.

*Bu arada sadece sarı lacivert formalı insanlar yok 3-5 tane Beşiktaş formalı ya da Galatasaray montlu formalı insanlarda gördüm, işte bunlar hep gezi hep direniş.

*Dedim ya insanlar garip her çeşit insan ı görüyorsun orada. Evet kaşesini ters basmaya çalışanından tut oy pusulalarını kabinde unutanına kadar. Tamam kaseyi ters basmaya çalışana lafım yok eyvallah dalgınlık olur yaşlılıkta ama bir soruyla karşılaştık evlere şenlik.

*Hatırlıyorsanız 3 pusula vardı. Biri beyaz Büyükşehir belediye başkanlığı için biri mavi İlçe belediye başkanlığı için (bizim durumumuzda Kadıköy) bir de hiç kimsenin ne olduğunu bilmediği daha doğrusu işlevini bilmediği Belediye Meclis üyesi için olan sarı pusula. Kadın şu soruyu sordu Büyükşehir belediyesine ayrı Kadıköy e ayrı partiye basabilir miyim diye. Bu çok acı bişi yerel seçim sonuçta bu ama artık o kadar parti meselesi oldu ki millet hangi kafalarda ablacım suç sende değil seni bu hale getirende oda ayrı.

*Muhtarlık deyip geçmeyin neler oluyor. Muhatarlık seçimi bildiğiniz gibi adayın ismi yazan kağıdı katlayıp mor oy pusulasına koyuyorsun. Arada görevliler geliyor azalan adaylar için yeni kağıt dağıtıyorlar. Kabine giriyorlar bazen de bize  veriyorlardı.O kabine girenler öbür adayın kağıtları çalıyorlarmış yada kullanılmaz hale getirebiliyorlarmış, bunu yapanda 17-18 yaşındaki gençler siyaset daha o yaşta kirletiyor insanı.

*Bende öğlen kendi sandığıma gidiyorum oy vermek için sandığım girişteki ilk sandık 2001 annemin müşahit olduğu sandık konuşuyoruz falan ama sıra yavaş ilerliyor yaş ortalaması yüksek ilk kat ilk sandık kolay olsun diye yaşlıları koymuşlar ne güzel, 1916 doğumlu bi kadın oy kullanmış vay anasını dedim. Oyumuza sahip çıkmamız güzel herkes oy kullansın ben beklerim sabaha kadar kuyrukta.

*Yavaş yavaş azaldı kuyruk sandık üyeleride oy kullanmaya başladılar (sandık görevlileri görevli bulundukları sandıkta oy kullanıyorlar bir tek kendi muhtarları için oy kullanmıyorlar ama oy hakları var) onlarda kullanıyorlar. Bizim Akp li abla kullanmayacağım diyor kullan diyoruz demokratik bi hak sonuçta,  arada eşi geliyor eşi kullan kullan diyor peki diyor kullanıyor yine biat kültürü tam tayyibbin sevdiği kafa.

*Bu arada Akp li abla kötü biri değil gerçekten. Gün içinde çok konuşmasada arada şakalaşıyoruz başta Annemin yaptığı muffinları verince almıyor (çünkü onların ayrı kumanyaları var tembihlemişlerdir kimseden bir şey alma diye) ama sonra biraz israr edince bir parça yiyor ne güzel ellerinize sağlık diyor insan oda yani robot mu şunu yap bunu yap de otursun.O kadar ayrıştırdı ki ötekileştirdi ki Akp kafası bizi kadın çekiniyor ama oradaki herkes aynı, eşit sorunları var.

*Sandık başkanının bir oğlu var diğer üyelerin de bir iki tane. Hepsi anne sorunları aynı biri diyor ergenliğe girdi hep bilgisayar başında falan diğeri diğer oturtamıyoruz bi ders masasına falan diyor Akp li ablanın da aynı sorunları var oda anne kadınlar konuşuyor aralarında eşit olarak anne olarak ayrım yok Akp li olsanda Chp li de ergen çocukla uğraşmak aynı dert.Niye ötekileştiriyorsak birbirimizi ama aynı tekrar şeyi diyorum Akp li ablada suç yok suç onu kullananda yukarılarda suç.

Saat :17.00

Polisler kapıları kapattı artık sadece binadakiler oy kullanabilecek içeri adam alınmayacak. Zaten 16 den sonra iki üç kişi geldi çoğu insan öğlen bitirdi işini. Şimdi oy sayımında sıra asıl iş burada.

*O zaman a kadar ortada olmayan müşahitler orada herkes at yarışı tiyosu bekler gibi kapıda dizilmiş. Kapı açık içeri almıyor başkan karışıklık olmaması için kapıda isteyen baksın etsin otursun diyor ama yine muhalefet yine muhalefet insanlar. Polis geliyor falan ama onlarda ne yapsın bir yere kadar.

*Oylar tek tek açılıyor pusula kaldırılıyor müşahitlere gösteriyor. Bizim sandığımız çok şeffaf dı diğer taraflarda nasıl bilmiyorum ama hepsi insanların gözü önünde açıldı sayıldı.

*Dedim ya tartışma gerginlik her yerde Akp li Chp li diye ayırmıyorum bir oy vardı Akp ye basılmış biraz taşmış kutudan geçersiz sayılsın. Ya kardeşim mühür başka partiye gelmemiş biraz taşmış ona niye itiraz ediyorsun başkan dan tut Chp li görevli bile kabul diyor, avukatlar çağrılıyor biri diyor geçersiz başka avukat geliyor Chp liyim ama geçerli diyor(parti propagandası ile suçlanılan adam).Herşey duyarlılıkta bitiyor.

*Bir tane DSP oyunu logo ya basılsa bile kabul ettik sonuçta dikdörtgenin içinde başka bir Chp oyu başka tarafa taştığı için başka partide izi olduğu için gitti ne yapalım başka partiye taşmış oy niyet belli olsada.

*Bizim sandıkta(2021) Chp egemen. Büyükşehirde 215 Chp, 44 Akp. İlçede 213 Chp, 43 Akp.

* Orada bekleyen eden Akp liler sadece 40 oy için orada en az 2-3 kişi Chp liler ise yok ortada arada bir görüyorsun, senden benden fazla sahip çıkıyor Akp li oyuna.

*Oylara bakarak aslında bir partinin ve seçmeninin bakışını anlayabiliyorsun. Mesela Akp oylarının hepsi her üç pusulada da Akp (galiba biri hariç) hep destek tam destek kafası bence oda biat kültürü.

*Chp de ise tek tük sapmalar var adam ilçede Chp ye vermiş, Büyükşehir de İşçi partisi vermiş,yada Büyükşehir de Tkp ye vermiş İlçede Chp ye vermiş.Tamam saygım var ama öyle ortalama 5 oy gitti bi sandıkta her sandıkta 5 oy toplamda büyük sayı ancak böyle devrilecekti bu adamlar.

*Birde bazı kafası karışıklar var (üç kişi). Abim/ablam Büyükşehirde Mhp ye vermiş, ilçede Bdp ye vermiş belediye meclisinde Saadet e vermiş. Ya da Büyükşehir de Hdp ye vermiş ilçede Saadet e vermiş belediye meclisinde Chp ye vermiş ayrı kafalar. Her üçünde ayrı vermişler.

*Bazılarıda (iki kişi) sadece sarıya basmış diğer ikisini boş bırakmış.Unutmuş mu yoksa tavır mı koymuş bilinmez ama boşu boşuna yorulmuş gelmiş.Büyükşehir de ve ilçe için oy kullanmamış.

*Bir tanede Büyükşehirde hem sırrıya hem sarıgül e basan bir oy vardı. Oda artistlik mi yaptı mesaj mı vermeye çalıştı bilinmez ama boşuna oy verdi.


Oy sayımı bitti bitecek Chp nin önde olduğu belli ama 200 küsür oyu saymak zor say babam say en kötüde araya giren müşahitler kaç çıktı noldu ya geçersiz var mı? biri bir yanda radyodan bişiler dinler biri cep telefonundan televizyon açar. Gönüllüre lafım yok ama partililer hep işe engel oluyorlar. Abicim bi dur elinde çetele hipodromda at yarışı tiyosu bekleyen adamlar gibisin bir sus rahat ol sayıyoruz. Tabiki uzun süren bir işlem ama oy sayıncada bitmeyecek akşam, tabiki ben bilgisizim noluyor bilmiyorum. Zaten oy verme işlemi bitince kapılar kapandı kimse içeri alınmadığı gibi kimsede dışarı çıkartılmıyor. Sayım bitti başta dediler sadece sandık başkanları gidecek oy teslimine ben dedim geleceğim üyeyim sandığa sahip çıkmak lazım sonuçta, belki falan yaptılar bu aşamada müşahitlerin hiç şansı yok onları kafadan almadılar otobüse. Oylar sayıldı indik aşağı 22 sandıkta 14 ü bitirmiş kalanları bekletiyorlar, dışarıda belediye otobüsleri falan tam deplasman modu. Sandık başkanı yaşlı nasıl kaldırsın o oyları sırtladım çıktık dışarı. Sandık başkanlarının baskısı sonucu bir otobüs kaldırıyorlar. Yine hengame polis zor düzen sağlıyor. Partililer otobüse binmeye çalışıyor. Sandık başkanı ve bir üye dediler hiç bir şey sormadan biniyoruz elimizde oylar. Bu arada saat 23.00 suları.
Yolculuk Haydarpaşa dediler bizde sanıyoruz Haydarpaşa garı meğer değilmiş. Bu arada otobüs şoförü de bilmiyor yolu jet hızıyla geliyoruz teslim yerine iyiki geçirmedik bir arabaya yolda. geldiğimiz yerde bir tane hangar onun dışında kuyruk ileride kapıda polis sıra numarası dağıtıyor. 





274 numaramız sıraya giriyoruz dışarıda bakıyoruz milletin elinde iki dosya diyorum başkanım dosyaları çıkaralım şimdiden diyor hangi dosyalar ya herkesin elinde olan diyorum bana dağıtılmadı diyor. (oda sonra çıkıyor ki bina sorumlusu imza için geldiğinde başkan yoktu sigaraya çıkmıştı sonra imzayı aldı o ara unutmuş vermeyi ama bu başkanın dediği ne zaman dağıtıldı bu dosyalar benim hiç bir bilgim yok) gidiyorum başkalarından fotoğraf çekiyorum dosyanın istenilenler yazıyor dosyada çünkü orada biraz açık gözlü olmak lazım biraz kafayı çalıştırıp pratik olmak lazım.. El yordamı yazıyoruz onları başka bi dosya ya, içinede evet mühürleri damga ıstampa vs... İlk dosya tamam ikincisi tutanaklar bizde var ama birinin imzaları eksik herkese o hengamade doldurduk tutanakları doldurduk bize kalmadı neyse alıyoruz onları da.  Herşey sandık başkanında bitiyor bizimkisi iyi niyetliydi ama tecrübesiz bana bir saat anlat kapardım hemen. Bizim sıra ilerlemiş aralara giriyoruz millet hop hop diyor, numaramızı gösteriyoruz neyse çok sorun çıkmıyor. Şimdi durum şu dışarda bi sıra, içersi daha yoğun zaten kapıdayız çıkana numarasını soruyoruz 147 deyince sıçtık diyorum. Tek güzel taraf etrafın eğitim seviyesi yüksek genelde öğretmen ve memur itişme kakışma yok sadece sıkışıklık. Polisler arada dolaşıyor lütfen üyeler ve memurlar çıksın sadece başkanlar kalsın diyor. Ben başkana bakıyorum başkan bana bakıyor bırakma beni diyor dedim başkanım bırakmam sizi ve sandığı. Yaş ortlalaması yüksek en genci bi öğretmen oda benden küçük göstermesine rağmen 35 yaşındaymış. O aralar seçim sonuçlarını alamaya çalışıyoruz ama telefon çekmiyor tabiki. Birileri oturuyor orada bir öğretmen soruyor kimsiniz hangi sandık falan. Adamlar medya diyor öğretmen yandaş mı paralel mi diye soruyor, paralel paralel cihan haber ajansı diyor gülüşüyoruz. Malum Kadıköy herkesin rengi az çok belli o yüzden rahat siyasi geyikler dönüyor. Ama sinirler gergin bi saatte sayı anca 200 lere geliyor herkes çıkışta çorbacıya gidelim muhabbeti yapıyor. Saat 01.30 a geliyor herkes yorgun sinirli, ellerinde oy pusulaları bekliyorlar sırada.O zaman sabahki lafımı yutuyorum helal olsun aldıkları her kuruş için.




Sonunda sıra bize geliyor, oradaki görevliler iyiki iyi niyetliler bi belgede imzalarımız eksik diyoruz bakıtılar ettiler yargıç dan onay aldılar bende orjinal dilekçelerin fotoğrafları vardı onlara baktık çetelelere bakıldı kabul ettiler ama insan ister istemez düşünüyor herşey sandık başkanında bitiyor şimdi tutanaklar asıldı kapıya peki sen yolda onları değiştirsen kimsenin ruhu duymaz biz orada belgeleri toparlarken değiştirsek kimse anlamayacak öyle bir kaos ortamı, oyların kabul edilmesi için tutanaklar yeterli ancak itiraz olması lazım ki oylar tekrar sayılsın. Seçim merkezinde (sandıkların toplandığı) sadece belgedekilere ve imzalara bakıyorlar bir de ek olarak oy sayılarının toplamı tutuyor mu tutmuyor mu ona bakıyorlar o kadar. Yapılacak çok birşey yok zaten bu sistem içerisinde yapılacak maxsimum şey bu sistemin  değişmesi lazım. Bizim vatandaş olarak yapmamız gereken tek şey kapılarda asılan tutanakların sistemdekilerle uyuşup uyuşmadığını kontrol etmek ne oyun dönüyorsa oylar okuldan çıkarıldıktan sonra dönüyor.

Saat: 02.45

Sandığı teslim ettik sonunda ama dışarıda bekleyen en az 100 küsür kişiyi arkamızda bırakarak dönüyoruz sandık başkanının eşi sandık başkanını almaya geliyor senide eve bırakalım diyorlar kabul ediyorum. Ve başkan senin sayende sandığı kurtardık sağ ol diyor. Ben önemli değil diyorum görevimi yaptım diye ekliyorum. Sabah müşahittin şimdi neredeyse başkan oldun diyor sandık başkanı ile gülüşüyoruz. Evet görevimi yaptım belki fazlasıyla yaptım ama bir hafta önce sandık müşahiti bile değildim sadece elimi taşın altına sokmak istediğim için bu kadar uğraştım ve belki iptal edilebilecek 200 küsür oyu kurtardım. Yorgun olsamda huzurluyum ve bir sonraki seçimde yine sandıkta görevli olmak için başvuracağım. Bu sefer Erenköy de değil Ümraniye de yada Pendik de yada Üsküdar da başka yerde sandığıma sahip çıkacağım, sende sandığına sahip çık !!!

Tuesday, October 1, 2013

28.09.2013 - Maçta başlayan ve ormanda biten garip bir gün...


Şekil a: Stad girişi kalabalık yok, daha bi şenlik havası bknz: Türkiye


















Dedim ki kendi kendime gelmişim Erasmus a kalacağım 6 ay yazayım bari yaşadığım bazı enteresan olayları -tabiki hepsini değil :D - hazır blog da el altında (başladığım işi bitiremiyorum geçen senede tekrar elden geçirmiştim blog u ama yine hüsran yine hüsran bu seferde devamı gelmezse artık kökten bırakırım :D ) 

Gelelim cumartesine sabah uyandım bir duş aldım şeklinde normal başlamadı gün 7.30 da güneşi doğurma kafasıyla yola çıkılıp arkadaşların yurdunda sızmayla başladı daha doğrusu cuma gecesi bitti (cuma gecesi klasik parti parti parti özel bişi yok yani :D bu arada evet 7.30 hala gün doğmamıştı değişik bi kafa) sabah 12-13 gibi kalkıp (12 sabah iste  :) ) bişiler atıştırdıktan sonra döndüm evime kestirdim bir saat duş muş saat oldu 17.00 , bugünün planı yoğun parti gündeminden uzaklaşıp (siyasi espri :D) semtimizin takımı olan FC Utrecht in maçına gitmek, maç 19.45 de başlıyor bisiklet memleketi olduğu için buralar, her yer yakın 10 dk ya staddayım (bu arada biletler biraz tuzlu yani aslında fazla değil ama küçük takımlara göre fazla 20€-30€ arasında değişiyor aslında fazla değilmiş bilemedim hesaplayın işte :D) orada arkadaşla buluşuyoruz kapıda ve 25 bin kişilik (içten aldım bilgiyi) Stadion Galgenwaard a giriyoruz (şekil a -üstte- , şekil b -altta-) kalabalık yok itişmeler falan kapıda adam bi çantaya laf olsun diye baktı üst araması yok yani döner bıçaklarıyla girilebilir sorun yok :) 

Şekil b - ahanda kanıt

Maç Roda ile deplasman tribünü yanda ama garibimler 100 kişi bile gelememiş ama kafes sistemi var bizdeki gib, saha ortada platform şeklinde yani stad a öyle koşup topluca girilemez (bknz: Türkiye) hendek gibi etrafı 2 metre asağı inip duvarı tırmanıp oradan sahaya atlamak lazım mantıksız hava güzel saha futbola uygun ;) Tabiki üstümde çubuklu forma Fenerbahçe atkım açıp atkımı meraklı bakışlar eşliğinde fotoğrafımı çektiriyorum (şekil c) yandaki adam ooo Fenerbahçe diyor eyw diyorm :) kaç kişilik diyorum stad 25 bin diyor adam (iç-bilgi) 15 i anca dolu zaten, bu arada sizin stad kaç diyor var 60 bin kişi diyorum. Adam sizin oralardaki gibi ortam olmaz ama diyor , tabi diyorum raad ol :D

şekil c. Her Zaman Her Yerde En Büyük Fenerbahçe...
Mac başlarken az kişi olsalar bile konfetiler atılıyor bizim tribün koca bir pankart açıyor maç başlıyor tempolu, hollanda ligi artık (iddaa101) üst olsun diyorum gol görelim biraz ama geçen hafta 1-0 kaybetmiş Utrecht, tedirginim 1-0 öne geçiyoruz 1-1 oluyor ardından penaltı allah allah kaleci kurtarıyor ardından gol 2-1. Takım tam Fenerbahçe bundan sonra ilk yari bitince geriye yaslanan bir takim 2-2 ve 3-2 bi bakıma seviniyorum 5 gol oldu 2 si frikik ;) ardından 3-3 le maç bitiyor +7 olmasada üst geliyor ;) (özetide buldum merak eden açıp bakar http://www.youtube.com/watch?v=ROOnALwzKFI)

şekil d. Hendek gözükmüyor ama ortalama saha böyle

Maç bitiyor stad dağılıyor kalabalık kaos :) haha şaka şaka bizdeki bir tribünün 3 te biri kadar olan kalabalık sokaklarda benim eve dönüyoruz bir arkadaş daha geliyor yemek falan yapıyoruz saat oldu 24 film izleyelim diyoruz arkadaşlara gitmek için yola çıkıyoruz bisiklet falan filan saat 1 e geliyor onların yurduna geliyoruz yorgunluk had safahda tam odaya giriyoruz film i salla yatalım uyuyalım modundayız yan taraftaki kız odasına girerken partiye geliyor musunuz diye soruyor, ne partisi nerede falan oluyoruz :) yeri belli değil biri biliyor yolu , ormanda, beş dakikaya çıkıyoruz ;) elde bu kadar veri var hayır kolumu kaldıracak halim yok "ekşın" ı duyunca hepimiz bi hareketleniyoruz 5 dk sonra aşağıdayız bisikletler le çete gibi 20 kişi ;) ne kadar uzaklıkta diyoruz 10 dk diyorlar, ideal ( bu arada evet yine bisiklet hayatımda o günkü kadar binmedim ama burada hayatımın önemli parçası) çıkıyoruz yola gidiyoruz gidiyoruz 10-15-20-25 dk giriyoruz bir parka burası deniliyor ne ses var ne müzik sonra yolda 3-4 kisiyi görüyoruz (ama arada sapılan yalnış yolları söylemiyorum bile) bizde partiye gidiyoruz,ilerden sağ sonra yine sağ yapın diyorlar yolda üçerli-dörderli gruplar sanki define avına çıkmış millet ilk sağ güzel ikinci sağ ucu soun gözükmeyen ağaçlık bir yol saat 2 ye gelmiş iki metre önümü aydınlatmayan bisiklet ışığımla yol almaya çalışıyorum ve kimse yok yolda 10 dk daha gittikten sonra (artık günün geyiği "abi vallaha 10dk kaldı") yola park edilmiş bisikletlerden anlıyoruz ki geldik ama yine ses yok yol soldan birbirine paralel olan iki yola ayrılıyor ortadan nehir geçiyor bağlıyoruz bisikletleri bundan sonrasını katırlarla gideceğiz :D

şekil e.temsili orman (gece karanlık düşün)
Smartphone lu lar olarak telefonları açıyoruz bi nebze olsun aydınlatan ışıklarla patikada yürüyoruz aman sikmeseler bari tribindeyiz :) yanımıza otobana çıkıyor yurüyoruz sonra otobanda gidiyor bi bakıyoruz karşi yoldan (girmediğimiz nehrin obür tarafı) parti buradaaan diye bağranlar var yok ebesinin amaaa :) karşıya geçemiyoruz nehir yüzünden başa dönmek lazım neyse kaderin cilvesi 30-40 m sonra aradan bi geçiş buluyoruz ama hala ses seda yok diyoruz insan olan gelmez buraya yolun sonunda ışıklar gözüküyor, boş bir alanda saat neredeyse 2.30 , 200-300 kisi kopuyor dj eşliğinde oha lan diyoruz adamlar üşenmemiş gelmiş yani :) ondan sonra yorgunluk falan demeden muziğe bırakıyoruz kendimizi keyif verici maddeler esliğinde gece devam ediyor :D

şekil f. temsili değil bunlar

şekil g.

Thursday, July 12, 2012

"Stajyer" olmak yada "Stajer" olmamak...

İnsanları anlamıyorum abi herkes mızmız işimiz gücümüz şikayet etmek hava soğuk olur "ufff be ne soğukkk" , sıcak olur "ayy piştikk" yağmur olur "offf bla bla bla" bu sosyel medya da bu tür serzenişlere çok elverişli tamam herkes duygularını paylaşsın bi sorunum yok da hobi olarak yapsınlar geyiğine de girmeyeceğim ama komik geliyor bana sadece.


(temsili stajyer resmi google a yazdım bu çıktı valla)

Şu an da malum staj mevsimi açıldı. Herkes de bir koşturmacadır gidiyor. Tamam kolay değil hiç kimseyi küçümsemiyorum da bu ne tepki bu ne sıkıntı yani aileden bir işin yoksa oturup baba parasıda yemiyeceksen hayatın çalışmakla geçicek 2 saat köprü trafiği çektin diye ne bu serzeniş. Zaten gidip de öyle ahım şahım işler de yapmıyorsun üstüne de büyük ihtimalle çok bişi de almıyorsun (ya da hiç almıyorsun) tamam adam yerine de konmuyorsun ama zorundasın mızmızlanmak bunu azaltmıcak ki bir de allah aşkına taş taşıdın da elin mi yoruldu. 1 ay sonra çeşmede bodrum da check-in ler atacak 1.5 ay tatil yapacaksın. Öyle kafa daki insanlar bu  2 ay dan sonra bir - iki seneye mezun olup iş hayatına atılıp çalışmayacak sanki bir de nereye girersen gir ilk seneden izinde yapmayacaksın sen ki şurada 2 ay çalışmaya laf ediyorsun.

Komik be olum bizde staj yapıyoruz ama karı gibi sızlanmıyoruz ne gerek var :D

Neyse uffff bütün işler beni bekler sıcakda var ayyyy ne zaman bitecek bu stajj trafik de var 2.köprü de çalışma falan var ya fena yani yollar uff puff off...

;)


Tuesday, July 3, 2012

7 sene sonra

Bu blog u 2005 yılında açmıştım hiç kullanmadım ihtiyaç hissetmedim. Şimdi de hissetmiyorum ama canım sıkıldı tekrar bakiyim dedim , zaten bir tane yayın açmışım deneme olsun diye bilerek silmedim anı olarak kalsın sonra kime inandıracağım bu blog u 2005 te açtığıma ;)

Niye tekrar kullanmaya başladım ? belki "duvar" ıma paylaşmayı sevmediğim için ya da 140 karaktere hiç bi bok sığdıramadığım içindir belki de "özgür basın" ya da "özgür medya" dediğimiz konsepti sadece bloglar sayesinde yakaladığımız içindir ya da kafama göre takılma isteğimdir. Bugün sabahtan ele aldım bi yeniledim sayfa yı biraz adam oldu gibi ama daha  geliştiririm yakında maksat geyik muhabbet başka bir amacım daha vardı ama şu an askıda şimdilik sadece geyik muhabbet. Günlük tutma alışkanlığım olmadığı gibi yazma alışkanlığımda yok ama bu da bir başlangıç...

Friday, February 25, 2005